Değerli Dostlar;
Günümüzde hızla gelişen ve değişen piyasa koşullarında
sayıca oldukça fazla olan KOBİ’lerin ülkemiz ekonomisine sağladıkları katkı
büyük önem taşımaktadır. KOBİ’lerin güçlü yönlerini; tüketiciye yakınlık,
yeniliklere daha yatkın olma, teknik yeniliklerle daha fazla verimlilik, esnek
üretim kapasitesi, pazar şartlarına daha hızlı reaksiyon gösterebilme
yetenekleri oluştururken finansmana erişim, yönetim ve organizasyon
aksaklıkları, Ar-Ge ve inovasyon kapasitesinin düşüklüğü, tedarik ve stok
yönetimi, nitelikli personel istihdamı, büyük ölçekli işletmeler ve
üniversiteler ile işbirliklerinin yetersizlikleri zayıf yönlerini oluşturmaktadır.
Türkiye’de de KOBİ’lerin mevcut
sorunları arasında Ar-Ge faaliyetleri ile inovasyon yaratma ve yönetme
konusundaki eksiklikler ilk sırada yer almaktadır. Nitekim KOBİ Stratejisi
Eylem Planı (2011-2103) verilerine göre KOBİ’ler içinde yenilik faaliyeti yapma
oranının en yüksek olduğu sektör, %34,7 ile imalat sanayi sektörüdür. Büyük
ölçekli işletmelerin %48,6’sı 2006-2008 yılları arasındaki 3 yıllık dönemde
teknolojik yenilik faaliyeti yürüttüğünü belirtirken, küçük ölçekli
işletmelerde bu oran %27,8’de kalmıştır.
Teknolojik yenilik faaliyeti için finansal destek alanların oranı %23-27
seviyelerindedir ve işletme ölçeğine göre değişmemektedir. İmalat sanayindeki
KOBİ’lerin %86,8’i düşük ve orta-düşük teknolojili sektörlerde faaliyet göstermektedir.
KOBİ’ler Ar-Ge ve yenilik konusunda nitelikli eleman çalıştırmakta zorlanmakta
ve bu nedenle, teknolojik yenilikleri izleme, teknolojik bilgiye erişme
konularında zayıf kalmaktadır. KOBİ’ler bilgi eksiklikleri nedeniyle AB fonları, KOSGEB ve TÜBİTAK gibi destek veren kuruluşların imkânlarından da yeterince yararlanamamaktadır.
Ar-Ge faaliyetleri, sonuçları uzun vadede görülen ve
belirsizlik derecesi yüksek olan faaliyetlerdir. Bu nedenle üretim odaklı
işletmeler olan KOBİ’ler, üretime doğrudan, kısa vadede katkısı olmayan ve her
zaman getirili bir faaliyet olarak sonuçlanmayan Ar-Ge çalışmalarına kaynak
ayırma eğiliminde olmazlar. Ar-Ge çalışmalarının taşıdıkları riskler KOBİ
imkânlarının üzerindedir. Bu düşünceden hareketle Ar-Ge faaliyetlerinin
desteklenmesi özellikle KOBİ’lerin küresel rekabet ortamında ayakta
kalabilmeleri açısından hayati önem taşımaktadır.
Günümüz pazar şartlarında sadece maliyet liderliği
stratejisi ile rekabet artık yeterli değildir. Teknolojinin hızla ilerlemesi, küreselleşmeyle
birlikte artan rekabet, ürün ve hizmette kalite, müşteri odaklılık ve ürün
yaşam ömürlerinin kısalması gibi nedenler inovasyonun gerekliliğini ön plana
çıkarmıştır. Müşteri istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek kadar müşteri
isteklerindeki çok hızlı değişim ve yeni ürün ve hizmetlerin ardı arkasına
piyasaya çıktıkları pazar ortamında bilgi ve teknolojide değişim ivmesinin gücü
rahatlıkla görülebilmektedir. Bir işletmenin, tüm bu durumlara cevap
verebilecek kapasitede olmasında izlemesi gereken başlıca yöntem inovasyonu bir
kültür olarak kendi organizasyonu içine yaymaktan geçmektedir. İnovasyon
yapabilme ve her şeyden önce tek seferlik yapılan inovasyon faaliyetlerinin
yetersiz olduğu bilinci ile sürdürülebilir bir yapıda inovasyon felsefesinin
benimsenmesi KOBİ’ler açısından büyük önem taşımaktadır.
KOBİ'lere yenilik yapabilme yeteneği
kazandırılarak rekabet güçlerinin arttırılacağı bir gerçektir. Bunu
gerçekleştirmek için ise inovasyon yönetimi konusunda gelişmelerini sağlamak, inovasyon
yapmak için gerekli finansmanın bulunmasındaki engelleri ortadan kaldırmak ve yenilik
yapma konusundaki bilgiye erişim olanaklarını geliştirmek konusunda tedbirler
almak ve politikalar geliştirmek öncelik arz etmektedir. Bu gerçekten yola
çıkarak KOBİ’lerin rekabet güçlerini arttırmak için Ar-Ge ve inovasyon yaratma
süreçlerinde karşılaştıkları sorunların ve engellerin araştırılması, bu konuda
tedbirler alınarak yeni politikaların geliştirilmesi önem taşımaktadır.
KOBİ'lerin Ar-Ge ve İnovasyon Kapasiteleri
Reviewed by KOBİ GİRİŞİM
on
22:04:00
Rating:

Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme