Değerli Dostlar;
Son 10 yılda ülkemiz ekonomisinin
yükselen ivmesiyle birlikte ekonomimize katma değer sağlayacak, orta gelir tuzağından kurtulmamızı sağlayacak faktörler ele alınmaya
başladı. Bu faktörlerden belki de en önemlisi “İNOVASYON”. İnovasyon (kar getiren yenilikçi düşünce) ürün ve hizmetlerin katma
değerini arttırıcı etki yapan “eski köye yeni adet getirme” prensibi olarak tanımlanabilir. İnovasyon
işletmelerin üretimden pazarlamaya olan tüm süreçlerinde yeni bir bakış açısı
getirmektedir. Yapılan her yenilik de inovasyon olarak kabul edilmemektedir. Yeniliğin inovasyon olarak kabul edilebilmesi için ticari bir getiri elde etmesi şarttır.
Ülkemizin ekonomik olarak zor bir dönemden
geçtiği günümüzde işletmeler için iki karam öne çıkmaktadır. Bunlardan bir
tanesi verimlilik diğeri de inovasyondur. Bu yazımızda inovasyonun önündeki engeller konusunu ele aldığımızdan öncelikle İnovasyon konusunda ülke olarak ne durumdayız onu inceleyerek konuya giriş yapalım.
Bu soruya objektif cevap
bulabilmek için Dünya Ekonomik Forumu’nun
hazırladığı ve Sabancı Üniversitesinin katkı verdiği Türkiye’nin Küresel Rekabet Düzeyi 2012-2013 raporunu inceleyelim. Küresel Rekabet Düzeyi
sıralamasında ülkemiz 144 ülke içerisinde 43.sırada
yer almış. Raporda 12 başlık değerlendirilmektedir. Türkiye sadece iki konu başlığında
ortalamanın altında yer alıyor. Birini ben söyleyeyim diğerini siz tahmin edin.
Birinci başlık Emek Piyasalarının
Etkinliği. Diğeri ise İNOVASYON!
Değerli Dostlar;
Ar-Ge ve teknolojide de geri kalmamızı sanayi devrimine ayak uyduramamamız, savaşlar, bilimde geri kalmışlık vb gibi konularına bağlayabiliriz.
Ar-Ge ve teknolojide de geri kalmamızı sanayi devrimine ayak uyduramamamız, savaşlar, bilimde geri kalmışlık vb gibi konularına bağlayabiliriz.
Peki, inovasyonda neden geriyiz? İnovasyon önündeki engelleri sıralayalım.
1- İnovasyonda
“eski köye yeni adet getirmeme” anlayışının hâkim olduğu ülkemizde yeni fikirler
pek tutmaz. Çünkü her şeyi en iyisini yine biz biliriz. Yeni yetme bir mühendis
nereden bilecek ki 40 yıldır yaptığınız işi.
2- Ar-Ge
& İnovasyonu birbirlerini pozitifi yönde etkileyen kavramlardır. Ar&Ge’de
geri kalmamız inovasyonu da olumsuz etkilemektedir.
3- İnovasyon
faaliyetlerine ayıracak çok fazla kaynağımız yoktur. Ülkemizin teşvik sistemi
gelişmiş olmasına karşın inovasyon projeleri yeterince anlaşılamamakta, hibe
alamamaktadır. Bu konuda destek veren kuruluşların biraz daha aktif olması yararlı olacaktır.
4- Kurumlarımızda
tepe yöneticiler kendileri ile aynı düşünceyi paylaşan kişilerle çalışırlar.
Hemen herkes aynı kafada olunca farklı bir düşünce ortaya çıkmaz, patron ne
derse o olur. Eleştirel düşünceyi lafta severiz ama özde uygulamayız, işimize
gelmez. Bu durum işletme körlüğü dediğimiz kavram ile de yakından ilintilidir.
5- Eğitim
sistemimiz test çözme makineleri yetiştirdiğinden beynin sağ bölümünü kullanan
hayal gücü yüksek mucitlerimizin sayısı azdır. Eğitim eğitim eğitim.
6-Parlak
zeki öğrencilerimizin önemli bir çoğunluğu gelecekte iş kaygısı yaşamamak için
üniversitelerde garanti meslekleri tercih ederler. Kendi istekleri çoğunlukla
ikinci planda kalır. Bugün üniversite sınavlarında ilk 1000'e giren öğrencilerin önemli bir bölümü tıp yazmaktadır. Bu tercih önemli oranda gelecekteki gelir beklentisiyle ilgilidir. Nitekim haksız da sayılmazlar. Bugün yeni mühendislerin asgari ücret ile işe başladığı düşünülürse öğrenciler doğru bir seçim yapıyor diyebiliriz.
7-Tüketici
alışkanlıklarını değiştirmek yeni kuşaklar için olmasa bile eskiler için
zordur. Bu da ürün hizmetlerin yerinde sayması demektir.
8-Çalışan personelin işe tam kendini adayamaması ve bunun getirdiği verilen işi yaparım gerisi beni ilgilendirmez düşüncesi. Personel uzun zaman aynı işyerinde çalışmanın getiridiği monotonluk ve beklentilerinin karşılanmaması nedeniyle maalesef işini kolaylaştırıcı (Süreç inovasyonu) ya da ürünle ilgili inovasyon yapma fikrinden uzaklaşmaktadır.
8-Çalışan personelin işe tam kendini adayamaması ve bunun getirdiği verilen işi yaparım gerisi beni ilgilendirmez düşüncesi. Personel uzun zaman aynı işyerinde çalışmanın getiridiği monotonluk ve beklentilerinin karşılanmaması nedeniyle maalesef işini kolaylaştırıcı (Süreç inovasyonu) ya da ürünle ilgili inovasyon yapma fikrinden uzaklaşmaktadır.
Listeyi uzatmak elbette mümkün. Yukarıda ele aldığımız maddeler başlı başına irdelenmesi gereken engellerdir. İnovasyonun önündeki engelleri azalttığımızda ülkemizden çok daha iyi ürün ve hizmetler çıkacağını göreceğimizi düşünüyorum.
Not: Bu kadar olumsuzluğa rağmen
başarılı inovasyon örnekleri de yok değildir. Bilişim sektöründen örnek verecek
olursak yemeksepeti gibi farklı inovatif
çözümler de pekâlâ çıkabiliyor. Yeter ki aynı pencereden bakmayalım.
Bu makale yararlı oldu mu?
Yorumlarınızı bekliyoruz.
İnovasyonun Önündeki Engeller
Reviewed by KOBİ GİRİŞİM
on
17:43:00
Rating:

Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme