Geçtiğimiz günlerde www.kobigirisim.net web adresimizde kendi işinin patronu olmak isteyen girişimci
adaylarının tereddütlerini ölçmeye yönelik bir anket yayınladık. Girişimci
adayları “Kendi İşimi Kurmak İstiyorum Ama…” sorusuna ilk sırada “Sermayem yok”, ikinci sırada ise “Ya batarsam” cevabını verdi. Şimdi
gelin bu iki “önyargıyı” inceleyelim;
Ankete katılanlar girişimcilik
önündeki en büyük engeli sermaye eksikliği olarak görüyor. Geleneksel işler
yapmak isteyen bir girişimci iseniz (ki başka şansınız fazla yok, nedeni ezberci
ve tek tip insan yetiştirme mantığı) bu çıkarım kesinlikle doğrudur. Mesela
market açmak isteyen bir girişimci adayının sermeyesi yoksa o işi kurma
ihtimali %0’dır. Bu çıkarım doğru olmakla birlikte iş kurma gayesinde olanların
büyük oranda geleneksel işleri tercih ettiğinin bir göstergesidir. Nitekim iş
kurmak için öncelikle bilgiye ihtiyaç duyan yazılım gibi sektörlerde sermaye
gereksinimi ikinci planda yer alır. Yazılım ve web girişimciliği gibi işlerde bir
bilgisayar, bir oda ki kendi evinizin bir odası da pekala olabilir sizin girişimci
olabilmeniz için yeterlidir. Facebook ve Apple gibi şirketlerin ilk
kuruluş aşamalarında yüksek sermayeler
olmadan garajda kurulmaları da bu savın bir kanıtıdır.
Aslına bakarsanız sermaye
eksikliği gerekçesinin altında geçerli
bir iş fikrinin bulunmaması ve girişimciliğin geleneksel sektörlerde iş yapma zorunluluğu şeklinde algılanması
yatmaktadır. Bir anlamda kolaycılığa kaçılmaktadır.
Kendi işini kurmak isteyenlerin oranının
%85 olduğu (Avrupanın 2 katından fazla olan bu oran gerçekte “fake”dir. ) ülkemizde
kişilerin bu kadar yüksek oranlarda girişimci olmak istemesinin nedeni refah
seviyesinin düşüklüğü ve gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Özellikle orta-düşük
gelirli kişiler yüksek hayat standartına sahip girişimcilere - patronlara baktığında kendinin
de aynı oranda başarılı olup zengin olabileceğini hayal etmektedir. Bu hayalin
oluşmasında yoksulluk ve “Bir İstanbul Masalı” misali dizilerin payıda da oldukça yüksektir.
İkinci sırada “Ya batarsam” korkusu var. Bu korku çok
yersiz değil. İstatistiki verilere baktığımızda yeni kurulan işletmelerin ilk 5
yıl içinde kapanma oranı %60-80 olduğunu görüyoruz. Zengin olma ya da en
azından çorbam kaynasın yeter fikiriyle kurulan işlerin çoğunluğu başarısız
oluyor. Buna ilaveten aile baskısı da girişimciliğin doğasında olan başarız
olma durumunu daha da trajik hale getiriyor. Herhangi bir başarısızlık durmunda
aile fertleri hemen “Ben sana söylemiştim…” ile başlayan cümlelerini kurmakta
sıraya giriyorlar. Mahalle eşrafımızın da meraklı halleri işte giden
başarısızlığa hımmm ile bakışlarla birlikte trajik durumu arttırıyor. Girişimcilik bütünüyle risk olduğundan girişimci adaylarının kendilerini işlerin kötü gitme ihtimaline göre hazırlamaları ve planlarını ona göre yapmaları bu durumun etkisini azaltabilir.
Girişimciliğe Karşı Önyargılar
Reviewed by KOBİ GİRİŞİM
on
19:53:00
Rating:

Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme